24 Nisan 2018 Salı

Milli Kick Bokscu Kübra Aktaş ile Spor Üzerine Konuştuk


Yurtiçi ve yurtdışı müsabakalarda bayrağımızı gururla dalgalandıran, Kick Boks dalında milli sporcumuz Kübra Aktaş'la çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Umarım azmi ve başarısıyla tüm gençlere örnek olur.

Merhabalar Kübra seni biraz tanıyabilir miyiz?

Merhaba, ben Kübra Aktaş 1997 doğumluyum. Normalde Eskişehir Anadolu Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü 3. sınıf öğrencisiyim. Bu sene Farabi Öğrenci Değişim Programına katıldım, Düzce Üniversitesinde okuyorum. 6 yıldır amatör bir şekilde kick boks sporuyla uğraşıyorum, maçlara katılıyorum. 14 tane Türkiye şampiyonluğum, bir Avrupa şampiyonluğum ve bir de Avrupa ikinciliğim var.


Spora daha doğrusu kick boksa olan merakın ilk ne zaman başladı?

Genel olarak spora kick boksla başlamadım. İlkokulda basketbolda okul takımındaydım. Çok seviyordum basketbolu. Sokakta da topla, sporla ilgili her şeyi de yaptım. İlkokul 7. sınıfa kadar basketbola devam ettim. 7. sınıftan sonra ilçe değiştirmek zorunda kaldık. İlçe değiştirince, 8.sınıfa yeni bir okulda devam ettim. Hiç arkadaşım yoktu, bir sene öyle devam ettim. Liseye başladıktan sonra gittiğim yerde basketbolla alakalı pek bir şey bulamadım, voleybolu denedim o da bana çok hitap etmedi. O yüzden babam, tanıdığı olduğu için beni spor salonuna kaydetti. Sadece bir hevesle başladı... Sonrası güzel geldi,devam ettim bende.

Yani kick boks bir tercih olarak başlamadı ama sevdiğin için devam ettin...

Evet, belki de yapamam diye düşündüler ama bunu tam tersi oldu. Spora basketbolla başlamış oldum.

Peki ilerleyen zamanlarda hiç insanların tepkisiyle karşılaştın mı?

Aslında, bir bayan olarak kimseden kötü bir tepki almadım. Herkes genelde yapmam gerektiğini yani,
''sen bayansın kendini korursun, öz güvenin gelişir vs.'' şeklinde desteklediler. Dini açıdan da, ben hiç kötü tepki almadım çünkü bu sporda tesettürlü dövüşen ilk insanlardan biri benim. Spor camiasında da bazı insanlara örnek oldum. Benim sayemde kapanan çok insan da oldu. Eskiden tesettürlü sporcular açık dövüşmek zorunda kalıyorlardı ama biz bunun mücadelesini verdik. Dilekçeler yazıldı vs. derken biz de artık tesettürümüzle dövüşebiliyorduk. O yüzden kötü bir tepki almadım. Herkese örnek oldum.

Tesettürlü bir bayan olarak bu sporu yapmanın herhangi  bir zorluğu var mı senin için?

Kick Boksa ilk başladığımda tesettürlü değildim. Bence hiçbir farkı yok. Bir zorluğunu çekmedim tesettürlü dövüşürken. İlk bu şekilde dövüşen ben olduğum için örnek de teşkil ettim. Bana gelip soruyorlar '' o boneyi nereden aldın, nasıl yapıyorsun?'' gibi... Onları cesaretlendirmek benim çok hoşuma gidiyor.

Okulla birlikte sporculuğu nasıl devam ettiriyorsun?

Bir ay boyunca kampta olmam gereken zamanlar oluyor. Arkadaşlarımdan ders notlarını alıp çalışıyorum. Geldiğimde de sınavlar başlamış oluyor. O zaman antrenmanı bırakıp sadece ders çalışıyorum. Bu kadarıyla derslerin hepsini geçtim. Hocalarım ekstra bir katkıda bulunmadılar ama derslere katılmadığım  için de notumu kırmadılar. Bu zamana kadar iyi geçti, ne bursum kesildi ne de dersten kaldım... 
İkisini bir arada yürüttüm çünkü zaten BESYO okuyorum. Sporla alakalı bir bölüm okuduğum için, işin içinde olduğumdan beraber yürümesi daha kolay oldu.

Sence kick boksa Türkiye'de bir merak var mı? Ya da bu spor ne kadar biliniyor?

Bence kesinlikle şu sıralar çok popüler.  Daha çok ünlülerin ilgisini çekiyor. Dizilerde, filmlerde kick boks sahneleri yer alıyor. Sadece merak ediyorlar özel dersler alıyorlar. Fakat geliştirmek adına hiçbir adım yok. Federasyon adına pek bir şey yapılmıyor. 

Eskiden çok daha küçük bir aileydik, şu anda biraz daha büyüdük ileride daha da büyüyeceğiz...

Senin hayatının çok büyük bir yerini kaplıyor galiba spor...

Evet... Çok çok büyük bir kısmını yani arkadaş çevrem, okul çevrem, görüştüğüm insanlar hepsi sporcu. Camia dışında farklı ortamdan çok arkadaşım olmuyor. Hep bir arada oluyoruz. Senede altı yedi kez maçlar dolayısıyla bir araya geliyoruz. O yüzden hayatımın bütün kısmını kaplıyor diyebilirim.

Onun sayesinde okul kazandım, onun sayesinde burs alıyorum, onun sayesinde yurt dışına çıkıyorum. Milli takımda ülkemi temsil ediyorum.

Peki milli takımda olmak sana neler hissettiriyor? Bu çok gurur verici olmalı...

Çok mutlu oluyorum. Sporu okulla birlikte devam ettirirken bazen zorlanıyorum ama bırakmama sebeplerimden biri de, milli takımda olmam. O duyguyu, o hissiyatı yaşadığım için bırakamıyorum çünkü orada olmak, derece yapamasam bile başkalarının derece yapmasına vesile olmak, onlar adına dua etmek, onları orada desteklemek ve yardımcı olmak çok farklı bir şey çünkü orada hepimizin birbirine emeği geçiyor. 

Ben derece yapamasam bile başkasının derece yapması,Türk Bayrağını göndere çekmesi, İstiklal Marşını okumasında benim de payım olmuş oluyor. Bu mükemmel bir şey. Birlik beraberlik içinde ülkenin dört bir yanından gelen sporcularla tanışıyoruz, bir aile oluyoruz. Bu duygu anlatılmaz belki ama yaşayınca kolay kolay bırakılamıyor.


Sporun sana katkıları neler?

Hayatla mücadele etmeyi öğrendim. Sporun sayesinde çok fazla yabancı ülke gördüm. Normalde göremezdim belki... Milli sporcu bursu aldım okulumu rahat bir şekilde okuyorum. Belki zamanında çok fazla fedakarlık yapmam gerekti ama bunların bana dönüşü güzel oldu.

Hedeflerinden bahseder misin? Sporcu olarak hedeflediğin bir yer var mı?

Ben üç yıldır branşımda milli takıma gidiyorum. Üç yıldır birincilik kısmet olmadı. Kendi kilomda dünya derecesi yapmayı planlıyorum. Daha önce başka bir Türk tarafından da bu branşta derece alınamadı. Ben kendime bu dereceyi yapmayı hedefliyorum.

Dünya birincisi olduğunu görürüz inşallah...

İnşallah, öyle olur.

Her çocuğun küçükken bir meslek hayali olur senin de var mıydı böyle bir hayalin? Boksör olmasaydın ne olurdun?

Vallahi hiçbir şey olmazdım sanırım (gülüşmeler) düşünüyorum ama yok galiba... Sabit kalmayı pek sevmiyorum yine hareketli bir şeyler yapardım.

Ailen destekliyor mu seni  spor konusunda?

Kesinlikle... Onlar olmasaydı zaten bu yerlere gelemezdim. Babam ve annem özellikle çok destek oldular. Lise son sınıfta ben dershaneye giderken, onlar çantamı hazırlayıp spor salonuna bırakıyorlardı. Asla derslerini olumsuz etkiler sporu bırak diyen olmadı. Ailemle çok fazla vakit geçiremiyor olsam da hiçbir problem çıkarmıyorlar. Biraz fedakarlık gerekiyor.

Senin gibi sporcu olmak isteyen gençlere ne tavsiye edersin? Nereden başlasınlar?

Öncelikle pes etmemeyi öğrensinler. Bu yola çıktıklarında karşılarına çok fazla engel çıkacak, yapamazsın diyenler olacak. Yurt içinde kazansalar da yurt dışında mağlup olabilirler ama hiçbir zaman pes etmemeyi öğrenmek zorundalar, bıkmamak zorundalar. Her şeye karşı yollarına devam etmeyi bilmeliler. Her şeye ve herkese rağmen! Eğer bunları uygularlarsa, gerçekten sporu severlerse mutlaka sonunda bir yere ulaşırlar.

Bir de hangi sporu seçeceğine iyi karar vermek gerekiyor değil mi?

Kesinlikle... Sana ne uygunsa onu yapman gerekiyor. Ringe çıktığında eğer o darbeyi almayı göze alamıyorsan ya da bunu yapacak öz güven sende yoksa bu spor için yaratılmamışsın demektir.

Peki, bu kadar yoğun programında vakit ayırdığın için teşekkür ederim Kübra. Başarılarının devamını diliyorum. Dünya şampiyonluğunu da görme temennisiyle.

Rica ederim... ne demek... inşallah teşekkür ederim.



18 Mart 2018 Pazar

ÜNİVERSİTELİ ÖĞRENCİLER DOĞU GUTA'YI UNUTMADI!

Üsküdar Üniversitesinde,Suriye'de 7 yıldır süren iç savaş nedeniyle abluka altında bulunan Doğu Guta'da yaşanan drama dikkat çekmek için program düzenledi.



14.03.2018 tarihinde üniversitenin Nermin Tarhan Konferans Salonunda Doğu Guta etkinliği düzenlendi. Erasmus ve Uluslararası Öğrenciler Kulübü tarafından düzenlenen  Doğu Guta etkinliğinde, çeşitli sinevizyon gösterimleri yapıldı. Bölgedeki yaşanan insanlık dramı kısa bir piyesle canlandırıldı. Canlandırılan piyes esnasında oldukça duygu dolu dakikalar yaşandı. Öğrencilerin yaptıkları kısa sunumlar ardından katılımcılara küçük kartlar dağıtılarak, Doğu Guta'daki insanlara iletilmek üzere mesajlar yazılması istendi. Program üniversitenin Klüplerden Sorumlu Yönetici Yardımcısı Sadık Paksoy'un konuşması ve Suriyeli öğrencilerin Turkiye'ye teşekkür ve ülkelerindeki savaşın sona ermesi temennileriyle sona erdi.